TAŞLI ŞIHLAR TAŞLICA KÖYÜ KIZILCAHAMAM ORUÇ GAZİ KIRMIZI EBE GELİN KAYASI ANADOLU EFSANESİ
   
 
  ARŞİV

FOTOGRAFÇI GÖZÜYLE TAŞLICA....


FOTO MUHABİRİ ALİ ÜNAL SİTESİNE "Anadolu ya ismini veren köy:Taşlıca" BAŞLIĞIYLA KÖYÜMÜZÜ TAŞIDI İŞTE FOTOGRAF VE YORUMLARI

Anadolu’daki yerleşim yerlerinin büyük çoğunluğu Derviş Gaziler tarafından kurulmuş ve bunların isimleri ile anılmıştır. Derviş Gaziler o zaman Diyar-ı Rum olarak bilinen Anadolu’yu Müslüman-Türk Yurdu haline getirmek için Türk Ordularından önce gelip yerleşmişler ve yerli Bizans halkı ile sıcak ilişkiler kurmuşlardır. Eski adı “Taşlı Şeyhler” şuanki adıyla Taşlıca da Horasan erenlerinden Hoca Ahmet Yesevi’nin müridlerinden Kırmızı Ebe ve oğlu Oruç Gazi tarafından kurulmuştur.Kırmızı Ebe,çevrenin en sevgili, akıl danışılanı,bilge, düğüne toya koşup herkese yardım eden,ak saçlı Bir anadır.Kırmızı yanaklarından ve başına bağladığı kırmızı örtü sebebiyle kendisine “Kırmızı Ebe”denilmiştir.
Köy halkının ağzında, asırlardır kuşaktan kuşağa anlatılagelen menkibeye göre; Anadolu Selçuklu Devleti zamanında,Başköy Kalesini Rumlardan almak üzere sefere çıkan Sultan Alaaddin Keykubat,sefer dönüşü Taşlıca Köyü’ne uğrar.Bu sırada Kırmızı Ebe bir bakraç ayran alarak,ikram etmek üzere askerlerin yanına gider.Ayranı Koru daki taş oluğa dökerek askerlere dağıtmaya başlar ve bir yandan da;”Doldurun gazilerim,doldurun yiğitlerim,yavrularım” der.Askerler de ‘sanki ayran yetmeyecekmiş’ endişesi ile “Ver ana,ana dolu ver,dolu ana” şeklinde adeta yalvarırlar.Askerler ile Kırmızı Ebe arasında geçen sözkonu dialog süre süre, adeta tekerleme gibi zihinlere yerleşir.Bu muhabbet ve şefkatin anısına bu topraklar “Anadolu”olarak anılmaya başlar. Kırmızı Ebe,nin ‘azı çok etme’ kerameti yayılarak sultanın kulağına gider.Olanlara ilgi duyan sultan,kadının manevi yönünün farkına vararak yanına gider ve “Dile benden,ne dilersen dile ana” der ve karşılığında “Sağlığını dilerim sultanım” diyerek hayır duasını ister.Sultan Keykubat burasını Kırmızı Ebe’nin oğlu Oruç’a bağışlar.Bir fermanla da buradan vergi alınmamasını isteyerek “Bundan böyle buraya atlı(Tahsildar) girmeye”der.Cumhuriyet dönemine kadar da yaşadığımız topraklara ‘Anadolu’ismini veren Taşlıca Köyü’nden vergi alınmamıştır.Küçük yaşta yetim kalan ve anası Kırmızı Ebe tarafından büyütülen Oruç,kendisine Alaaddin Keykubat tarafından vakfedilen toprakları korumak için öldüğü ana kadar mücadele etmiş,Başköy Kalesi’ne kadar olan bölgeyi Rumlardan temizlemiş,çetin süren çatışmalardan birinde bir kolunu kaybetmiştir. Eski İsmiyle ‘Taşlı Şeyhler’şuanki ismiyle Taşlıca, Kırmızı Ebe ve Oruç Gazi,nin onlarca kerametleri ışığında her mevsim insanların akınına uğrar durumda.Küçücük bir köy olan Taşlıca da ‘Kırmızı Ebe Türbesi’nin yanısıra; Oruç Gazi Türbesi,binlerce askere ayranını yetiren ve yaşadığımız topraklara “Anadolu”isminin verilmesine vesile olan Ayran Taşı da ziyaretçilerin ilgisini çeken yerlerden.

GELİN KAYASI EFSANESİ

Gezip görme anlamında birçok zenginliği bağrında barındıran Taşlıca Köyü’nün en ilginç efsanesi ise; Gelin alayının taşlaşmış olması.Asırlardır anlatıla anlatıla günümüze kadar gelen efsaneye göre,yukarı köylerden davul zurna çalarak gelen gelin alayı Taşlıca’ya geldiğinde bir ses “Çalma”diye seslenir. Buna aldırmayan çalgıcılar çalmaya devam edince ses üç defa tekrarlanır.Çalgı durmayınca bütün gelin alayı aniden taş olur.Adet üzere gelinin cebine konan elma bu sırada yere düşer ve orada bir elma ağacı büyür.Bu Elma ağacı l960’lı yıllara kadar kalır.Sözkonusu Taşlıca da ‘Kırmızı Ebe Türbesi’nin yanısıra; Oruç Gazi Türbesi,binlerce askere ayranını yetiren ve yaşadığımız topraklara “Anadolu”isminin verilmesine vesile olanAyran taşı da ziyaretçilerin ilgisini çeken yerlerden.
Küçük yaşta yetim kalan ve anası Kırmızı Ebe tarafından büyütülen Oruç,kendisine Alaaddin Keykubat tarafından vakfedilen toprakları korumak için öldüğü ana kadar mücadele etmiş,Başköy kalesi,ne kadar olan bölgeyi Rumlardan temizlemiş,çetin süren çatışm
Burasını Kırmızı Ebe,ye bağışlar.Bir fermanla da buradan vergi alınmamasına yönelik “Bundan böyle buraya atlı(Tahbildar) girmeye”der.Cumhuriyet dönemine kadar da yaşadığımız topraklara ‘Anadolu’ismin veren Taşlıca Köyü’nden vergi alınmamıştır
Askerler ‘de sanki ayran yetmeyecekmiş’ endişesi ile “Ver ana,Ana dolu ver,dolu ana” şeklinde adeta yalvarırlar.Askerler ile Kırmızı Ebe arasında geçen sözkonu udialog süre süre, adeta tekerleme gibi zihinlere yerleşir Tam boy için tıklayın. Bu sırada Kırmızı Ebe bir bakraç ayran alarak,ikram etmek üzere arkerlerin yanına gider.Ayranı Koru daki taş oluğa dökerek askerlere dağıtmaya başlar ve bir yandan da;”Doldurun Gazilerim,Doldurun yiğitlerim,yavrularım” der Tam boy için tıklayın. Köy Halkının ağzında, asırlardır kuşaktan kuşağa anlatılagelen menkibeye göre; Anadolu Selçuklu Devleti zamanında,Başköy Kalesini Rumlardan almak üzere sefere çıkan Sultan Alaaddin Keykubat,sefer dönüşü Taşlıca Köyü’ne uğrar Tam boy için tıklayın. Köy Halkının ağzında, asırlardır kuşaktan kuşağa anlatılagelen menkibeye göre; Anadolu Selçuklu Devleti zamanında,Başköy Kalesini Rumlardan almak üzere sefere çıkan Sultan Alaaddin Keykubat,sefer dönüşü Taşlıca Köyü’ne uğrar Tam boy için tıklayın. Kırmızı Ebe,çevrenin en sevgili, akıl danışılanı,bilge düğüne toya koşup herkese yardım eden,ak saçlı Bir aradır.Kırmızı yanaklarından ve başına bağladığı kırmızı örtü sebebiyle kendisine “Kırmızı Ebe”denilmiştir. Tam boy için tıklayın. Eski adı “Taşlı Şeyhler” şuanki adıyla Taşlıca da Horasan erenlerinden Hoca Ahmet Yesevi’nin müridlerinden Kırmızı Ebe ve oğlu Oruç Gazi tarafından kurulmuştur
Anadolu daki yerleşim yerlerinin büyük çoğunluğu Derviş gaziler tarafından kurulmuş ve bunların isimleri ile anılmıştır efsanenin anısı ve hürmetine binaen Taşlıca Köyü’nde düğün ve eğlencelerde asla davul çalınmamaktadır.
Köy halkı efsanenin doğruluğunu da desteklemek anlamında yaşanan bazı enteresan olayları da hatırlatmakta yarar görüyorlar.1940lı yıllarda Yukarıkaraörenliler Başören Köyü’nden gelin getirirlerken Oruç Gazi Türbesi’nin yanında davul çalarlar.Bu sırada köy sallanmaya başlayınca toplanan Taşlıcalılar tarafından buradan kovulurlar..Davulu çalanlarda o gece rüyalarında korkup hasta olurlar.İkişer koç kurban keserek iyileşebilirler. Yine 1948 yılında köydeki bir düğün esnasında çalgıcı anlatılanlara inanmayıp davul çalmak isteyince ağzına felç inmiş.1950 yılında ise Mehmet Özcan isimli kişi de davul çalınca bütün hayvanları öldüğü gibi kendisi de hasta olmuştur. Taşlıca Köylüleri tarihi ve kültürel değerlerini koruyabilmek için çeşitli etkinlikler yapıyorlar.Bir dernek altında güç toplayan köylüler zenginliklerini yılın belli döneminde festival düzenleyerek insanlara Taşlıca’yı tanıtmaya çalışıyorlar.İlginç oluşumların bulunduğu köyde bir tarafta taşlaşmış gelin alayı silüeti,diğer tarafta Kırmızı Ebe Türbesi,köyün en düzlük bölümünde Oruç Gazi Türbesi, yamaçta Ayran Taşı... Küçük bir köy.Taşlı mı taşlı.Tarih,medeniyet ve efsanenin fışkırdığı, kutsal topraklara benzer güneşten yanmış kararmış kayalıklar.Burası bana kayalıkları ve kuru birkaç otu ile Hira Dağı’nın kavrulmuşluğunu hatırlattı.Buralılar, kayalardan arta kalan yerler olmasa da ne eker ne biçerler....

İlginç Taşlıca Köyü’nü görmek isterseniz;

Ankara’dan İstanbul’a yada tam tersi bir yolculuğunuz sözkonu ise; Otoban yerine daha sakin ve çevreyi izleyerek gidebileceğiniz E-5 Karayolunu tercih edebilirsiniz.Eğer seyehatiniz Ankara yönüne ise Kızılcahamamı 9km. geçtikten sonra Akdoğan Köyü levhasına döndüğünüzde Köyün içinde Taşlıca,Gelin Kayası,Oruç Gazi Türbesi,Kırmızı Ebe Türbesi ile Ayran Taşı tabelalarını göreceksiniz.Ziyaretçilerinin çok olması sebebiyle köyün yolu oldukça düzgün.Sekiz 8 kilometrelik köy yolu sonrasında Taşlıca Köyüne ulaşabilirsiniz. Ankara’dan İstanbul istikametine iseniz;70 kilometre sonra köy tabelası ve diğer tabelaları aynı nokta da göreceksiniz.Yaşadığımız topraklara ‘Anadolu’ adını veren Kırmızı Ebe’nin Köyü Taşlı Şeyhler’e hoşgeldiniz.

Kalmak isterseniz;

Burada kalabileceğiniz tek yer Köy Konağı.Kızılcahamam’ın tüm köylerinde olduğu gibi burada da misafir gerekmesi durumunda köylüler tarafından ağırlanır.Ancak; 9 kilometre uzaktaki Kızılcahamam da Asya Termal Tesisleri,Ab-ı Hayat,Kaplıca otelinin yanısına çok sayıda konaklama imkanı bulunmaktadır.

KIZILCAHAMAM KAYMAKAMLIĞI KÖYÜMÜZÜ KANALİZASYON YAPIM PLANINA ALDI

İŞTE AYRINTILAR

7 köye İçmesuyu ve kanalizasyon ihalesi yapıldı Kızılcahamam Kaymakamlığı köylere hizmet götürme birliği tarafından içme suyu ve kanalizasyonu bulunmayan 7 köyün ihalesi yapıldı. Sabah ve öğleden sonra yapılan ihalelere 15 yakın firma katıldı. Kızılcahamam Kaymakamı Mustafa ÇİT başkanlığında yapılan ihalelerin Öğleden önceki bölümünde Taçlıca Köyü Kanalizasyon, Yağcı Hüseyin ve kalemler köylerinin İçme suyu ihaleleri yapıldı. Öğleden sonra ise Salın, Kızılca köy, Çeltikçi Kınık ve Semer köylerinin içme suyu ihaleleri yapıldı. Çekişmeli geçen ihalelerde % 50 nin üzerinde kırımlar olurken en büyük kırım, en büyük ihalede oldu 600 bin muamman bedelle ihaleye çıkan Semer içme suyu 265 bin lira teklif veren Şeker Makinaya kaldı. TaŞlıca köyü __ Kanalizasyon İşi Kılıçoğulları İnşaat __143.00 TL http://www.kizilcahamamhaber.com/HD18468_7-koye-Icmesuyu-ve-kanalizasyon-ihalesi-yapildi.html ********************EMEĞİ GEÇENLERİ TEBRİK EDER HİZMETİN BİR AN EVVEL TAMAMLANMASINI DİLERİZ***************

 
 
Daha sitene birden fazla ziyaretçi göndermiş olan hiç link yok!

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
 
Duyuru Panosu
SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ
******
KIZILCAHAMAM TAŞLICA KÖYÜ İNTERNET SİTESİ
******
BİLGİ BELGE DÖKÜMAN GÖNDERME ÖNERİ VE İSTEKLERİNİZ İÇİN taslisihlar@hotmail.com
 
BİZİM TÜRKÜLER
 

 
Bugün 3 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
Bilgileriniz sistemimize kaydedilmektedir.
R Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol